PANDEMİDE ERGEN OLMAK

Ergenliği, gelişimsel olarak bireyin çocukluktan yetişkinlik dünyasına adım atmaya başladığı ve dolayısıyla özerkliğini ortaya koymak için daha çok çaba sarf ettiği bir dönem olarak tanımlayabiliriz.

Diğer yandan, bu dönem ebeveynler için bir gerçeklikle yüzleşme zamanıdır. Kendilerini yaklaşık 13–15 yıl önce beşiğin kenarındayken hissettikleri sevinç, neşe, şaşkınlık ve hatta hayal kırıklığı gibi duygularla tekrar bir arada bulabilirler. Ama bu dönemde, belki en çok hatırlamaya ihtiyaç duydukları şey o günlerden bu günlere nasıl geldilerse bu döneminde üstesinden gelecekleri olmalıdır.

Bugüne bakacak olursak, ergenlere pandemide ne oldu? Nasıl etkilendiler?

Ergenler bu durumdan hem direkt (COVID’e yakalanmak vb.) hem de indirekt olarak etkilendi (fiziksel sağlık; hareketsiz kalma vb., sosyal sonuçlar; okulların kapanması, sosyal izolasyon, hanede şiddete maruz kalma). Dolayısıyla, genç ergenler enfeksiyon riski düşük bir grup olarak görülseler bile fiziksel sağlıkları ve sosyal-duygusal gelişimleri ciddi şekilde etkilendi.

Bu süreçte gençlerde başlıca gözlemlenen durumlar; huzursuzluk, kısıtlanma hissi, kaygı ve ruh sağlığının negatif yönde etkilenmesi oldu. Örneğin, UNESCO verilerine göre Covid-19 yüz yirmiden fazla ülkede 1 milyar çocuğu ve genci etkiledi. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), Covid-19 döneminde yaptığı “ruh sağlığı” araştırması sonuçlarına göre Bangladeş’te genç kızların çoğunluğu (%74) yalnızlık veya üzüntü yaşadığını belirtmiştir. Bir başka örnek, Kenya’daki gençlerin neredeyse yarısı (%47) geçtiğimiz haftaları düşünerek cevaplamaları istendiğinde depresif hissettiklerini dile getirmişlerdir. Bu durum Türkiye’de de pek farklılık göstermemekte ve 18–30 yaş arası gençlerin %71’i pandemi sürecinde aile üyeleri ve arkadaşlarının sağlık durumuyla ilgili endişeli olduklarını belirtmiştir (UNFPA, 2020).

Ergenlerin bu dönemdeki gelişimsel görevleri ne? Biz neler bekliyoruz ve pandemiyle bu gelişimsel görevler nasıl çakışıyor?

Ergenler bu dönemde özerklik-bağımsızlık gereksinimi duyarlar. Gelişimsel sürecin bir parçası olarak, birçok genç bu dönemde yalnız olmak ister. Biraz daha ebeveynlerinden başkalaşma gayesi güderek, dış dünyada neler olup bittiğinin merakındadırlar. Dolayısıyla, zamanlarının büyük çoğunluğunu odalarında, yanınızdayken dahi telefonla, -mümkünse- arkadaşlarıyla, belki yakın akrabaların yanında (teyze, dayı, babaanne vb.) veya gelişimlerini destekleyecek başka bir yetişkinin (rehber öğretmen) yanında geçirmeyi yeğliyor olabilirler.

Gençler, dönemin gelişimsel ihtiyacı bağımsızlıkken pandemiyle bir anda isteklerinin tam tersi uzun süre dip dibe geçirilen günler ve ev içi ilişkilerde karşılıklı bağımlılıkla karşılaştılar. Bu durum, çatışma ortamının aile içinde görünürlüğünü artırdı. Bir başka deyişle, bu ihtiyaçlar uzun süredir ergenlik sürecinin bir parçasıydı ancak pandemiyle beraber birkaç metrekareye sığdırılmaya çalışılan hayatta sıkıntı oluşturur hale geldi.

Ergenlik dönemi aynı zamanda gençlerin duygu ve düşüncelerinde de özerklik ihtiyacını barındırmaktadır. Kendi düşünce, değer ve yargılarını oluşturmak isteyen gençler, benliklerinin farklı yönlerini tanıma ve bunları farklı ortamlarda pratik etme gayesindedir. Ancak süreç, okul ortamında karşılaşabilecekleri farklı görüşlerden ve akran ilişkilerinden uzakta kalmalarına sebep olmaktadır. Pandemiyle beraber giderilemeyen bu ihtiyaç, ev içerisinde çatışmaların artmasına neden bir diğer sebep olarak sıklıkla karşımıza çıkmakta.

Çatışmayı en aza indirmek mümkün mü? Yoksa az da olsa çatışma olmalı mı?

Bu süreçte genç, kendi özerkliğini ortaya koymaya çalıştığı için bir özgürlük arayışındadır. Dolayısıyla kural ve sınırlamalara daha zor katlanır. Bu durumda da ebeveynler henüz rüştünü ispatlamamış bir bireyin kendisine böyle karşı gelmesinden dolayı öfkelenebilir ve kızgınlıklar/anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Pek çok sefer ergen, ebeveynin koyduğu sınırları test etme arayışına girer. Ancak, sınır yokluğu onun için de korkutucu olur. Ergenlik dönemi kendi içinde bir paradoksu barındırır; özerlik arzusu ve bağlılık ihtiyacı.

Çatışma anları illaki olacak, kolay bir süreç değil. Taraflar öfkelenebilir, yeter ki iş şiddete varmasın ve bu bir sistem haline gelmesin. Yani, ebeveynler ve ergenler her konuyu çatışma meselesi haline getirmesin. Örneğin, ergen çoğu kez dışarı çıkma saatini test eder. Fakat ebeveynler tutarlı bir şekilde aynı pozisyonu korursa, genç geri çevrilme ihtimalini bilerek ve sonunda kabul ederek “ebeveynin anlaşmaya varmak istediği” konuyu tartışmaya devam edecektir. Dolayısıyla burada iş biraz ebeveynlere düşmekte ve gençlerin çatışmaya girme eğilimlerini desteklemeden, tutarlı bir şekilde “hayır” diyebilmelerini ve gencin yaşadığı hayal kırıklığı veya kızgınlık karşısında güçlü kalabilmelerini gerektirmektedir.

Son olarak, gençler sınırlara ihtiyaç duyar dedik ancak sınırlar sadece ebeveynlerin ihtiyaçlarını gözetmemelidir. Eğer koyduğunuz eve dönüş saati tüm arkadaşları için 21.00’ken onun için 16.00–18.00’se tekrar gözden geçirilmeyi hak etmektedir.

  • Ebeveynler neler yapabilir?
  • Teması bu dönemde çok sevmiyorlar ancak tamamen de ihtiyaçları olmayan bir şey değil. Omuzlarına dokunarak temasta bulunmak, dinlemek, yargılamamak ve bağımsızlık arayışları desteklemek çatışmayı azaltabilir.
  • Ergenler, kendilerine bir şey söylensin ve onu yapsın gibi emir komuta zincirinde iş yapmayı sevmezler. Açık uçlu sorular sorulması hoşlarına gider. Onlara ne yapmak istediklerini sorun. Gelecek cevaplardan bir ebeveyn olarak sizde korkmayın. Kendilerinin ne yapacaklarının bulundurulması hoşlarına gider. Sohbet edin.
  • Direkt önermeden, şöyle gel bir düşünelim hep beraber karar vermeye çalışalım demek önemli. Böylece destekleyici olursunuz, sevginizi gösterir, esirgemezsiniz ve kuralları koyan yetişkin konumunuzu korursunuz.
  • Konulan kurallar konusunda tutarlı olun, canınınız sıkıldı diye değiştirmeyin. Adil kurallar koyun.
  • Kural/Sınır = Ses yükselterek söylemek değildir. Siz sesinizi yükseltirseniz o da yükseltir. Siz yükseltmemeye çalışın. O yükselttiğinde sakin kalmak ve onun yaşadığı kızgınlık, hayal kırıklığı karşısında sakin kalabilmek -belki en zorlayıcısı olsa bile- önemli.
  • O size karşı sesini yükseltiyor olabilir, burada kırıcı/misillemeci olmayan sınırlar belirlemek önemli. Söyleyebileceğiniz en net ve tutarlı kural/sınır “Çok ileri gittin benimle bu şekilde konuşamazsın” olabilir.
  • Ebeveynler şunu hatırlamalı ki, çocuğunuzu her zaman başarısızlıklardan ve hayal kırıklıklarından koruyamazsınız. Yeterlilik geliştirmek için hatalar önemlidir. Bağımsız hareket etme becerilerini desteklemek ve ayakları takıldığında, destek almaya ihtiyaç duyduklarında iletişime açık, güven verici bir ortam sunmak ebeveynlere tavsiye edilebilecek örneklerden yalnızca birkaçıdır.

Son olarak; bu yazıda ergenlik döneminin gelişimsel ihtiyaçlarına, bu ihtiyaçların pandemiyle çakıştığında yarattığı zorluklara ve bunların üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek birkaç metoda mümkün olduğunca değinmeye çalıştım. Her ne kadar ebeveynler uzmanlardan ölçüleri tam tutan bir tarif, net bir yol haritası istese de neyin nasıl olacağına dair tam bir tarif veremiyoruz. Hatırlanmalı ki, her bir bireyin süreci kendine özel ve biriciktir. Kendi bağlamında değerlendirme ve o ailenin dinamiğinde gözden geçirmelere ihtiyaç duyulabilir.

Uzm. Psk. Deniz Hazal Karabulut

Kaynaklar:

Ergenlik: Anne Babalar ve Uzmanlar için Nirengi Noktaları. Philippe Jeammet

UNFPA Türkiye Ofisi ve TAP Vakfı “Pandemi Günlerinde Ergenlik” 2020.

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

No responses yet

Write a response