EVCİL HAYVANLARIN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Sevilmek için size yaklaşan bir köpek veya kucağınızda mırıldayan bir kedi hayal edin. Hayali bile muhtemelen sizi sakinleştirebilir veya huzur duygusunu yaşamanızı sağlayabilir. Temasıyla bize sıcaklık veren bir köpek, mırıldanmalarıyla sakinleşmemizi ve rahatlamamızı sağlayan bir kedi gibi tüylü dostlarımız hayatımızı birçok yönde olumlu şekilde etkiliyorlar. Yapılan birçok araştırmaya göre, evcil hayvanlar travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), depresyon, anksiyete, yalnızlık ve bağımlılık gibi ruhsal sağlıkla ilgili durumlarda insanlara yardımcı olabilmektedir. İnsanların çoğu, başkalarıyla fiziksel temas kurduğunda kendini daha iyi hisseder. Buna evcil hayvanlar da dahildir. Bazı araştırmalara göre, sadece bir evcil hayvanı okşamak ya da yanına oturmak bile stresi azaltabilir, kalp atış hızını ve kan basıncını düşürebilir. Fiziksel temas haricinde, bir kuşun sesini dinlemek ve akvaryumdaki bir balığı izlemek de stresin azalmasında etkili rol oynar. Ayrıca farkındalık kazanmaya ve rahatlamaya yardımcı olur. Sahiplerine karşı koşulsuz sevgisi ve sadakati olan evcil hayvanlar, insanların yalnızlık duygusuyla başa çıkmalarını kolaylaştırabilir. Gün içinde sizinle oyun oynayarak, kendilerini sevdirmek için yanınıza gelerek varlıklarını bir şekilde hissettirirler ve aslında size arkadaşlık ederler. Böylece yalnızlık duygusunun azalmasında büyük bir etkiye sahip olurlar.
Eğer sosyal fobiniz varsa, yani insanlarla etkileşimde bulunmaktan korkuyorsanız, evcil hayvanlar size bu konuda da yardımcı olabilir. Mesela toplumdan izole olmuş biri, köpeğini gezdirerek veya bir hayvan kulübünün etkinliklerine katılarak sosyal etkileşim için bir fırsata sahip olur. Bulunduğu ortamdaki diğer insanlarla yavaş yavaş tanışabilir ve sosyal ağını artırabilir. Evcil hayvanlar sorumluluk gerektirdiği için aslında sahibine anksiyete ve depresyon gibi zihinsel sağlık durumlarını iyileştirmeye yardımcı olan bir amaç duygusu ve motivasyon sağlayabilmektedir. Çoğu evcil hayvan için beslenme, temizlik ve egzersiz gibi rutinler oluşturulması gerekir ve sahiplerinden bu sorumlulukları yerine getirmesi beklenmektedir. Bu noktada kişinin evcil hayvanına karşı olan sorumlulukları, amaç duygusunun gelişmesini sağlamaktadır. Rutinler ve amaç duygusu, birbirini dönüşümlü olarak etkilemeye devam ederken kişinin benlik saygısının artmasına ve zihinsel sağlığının olumlu yönde etkilenmesine katkıda bulunabilir. Bir hayvanın bakımı ve arkadaşlığı, kişinin hayatına ve kişisel zenginleşmesine anlam katabilir. Ayrıca bu durum, intiharı azaltabilir ve insanların hayatlarını yeniden düzenlemesini sağlayabilir. İntiharın yanı sıra, alkol ve uyuşturucu bağımlılarının hayatlarında da önemli rol oynayabilirler çünkü iyileşme süreci boyunca bu kişilere destek sağlayabilirler.
Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. David Cliffer, ruh sağlığımız üzerinde birçok olumlu etkiye sahip olan ve hayatımızı neşelendiren bu dostlarımız hakkında şöyle söylüyor:
‘’ Biz giderek daha fazla tek kişilik hane halklarından oluşan bir dünyada yaşıyoruz ve birçoğu, yalnızlığımızı toplumumuzda neredeyse bir hastalık durumu olarak tanımlıyor. Evcil hayvanlar, en azından kısmen, bu duruma bir panzehir sunuyor. Özellikle de örneğin, evden çıkamayan, coğrafi olarak tecrit edilmiş, yetişkin ilişkilerini sürdürmekte zorluk çeken, ruhsal sağlık problemleri, öğrenme güçlükleri ve kişilerarası iletişimi sınırlayıcı diğer zorluklara sahip insanlar için.’’
Aleyna Dalak - Yeditepe Üniversitesi - Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik