DÜŞÜNÜRKEN EN SIK YAPILAN HATALAR

“Hiçbir işi düzgün yapamıyorum.”
“Ben asla mutlu olamayacağım.”
“Başarılı olmak için çok çalışmalıyım.”
Bu düşünceler sizlere tanıdık geldi mi? Hepimiz kendimizi bir olay ya da uyaranla karşılaştığımızda kafamızdan düşünceler geçerken bulmuşuzdur. Bu düşünceler kafamızda bir anda ortaya çıkarlar ve bizim için doğru onlardır. Bu tarz akıl yürütme yapmadan anlık bir tepki olarak kafamızda çıkan düşüncelere otomatik düşünce denir. Otomatik düşünceler; bizim olay ya da kendimiz hakkında vardığımız hızlı ve genel kanılardır, hızla ortaya çıktıkları için onlar hakkında çok düşünmez ve onları hemencecik doğru kabul ederiz. Peki, bu otomatik düşüncelerimiz her zaman doğru mudur?
1960’larda Albert Ellis ABC kuramını ortaya attı. ABC kuramı; aktive edici olay, inanç ve düşünce sistemimiz ve sonuçtan oluşur. Bizde tepki uyandıracak her şey aktive edici bir olay olabilir; duyduğumuz bir şarkı, arkadaşımızın yüzündeki bir mimik ya da patronumuzun bize söylediği bir söz… Bu tarz uyaranlara maruz kaldığımızda biz bu uyaranları kendi düşünce ve inanç sistemimize göre bir anlamlandırma sürecine gireriz. Bu süreç sonunda bir sonuç yani tepki ortaya çıkar, bu tepkiler düşüncelerimiz, davranışlarımız ya da duygularımız olarak ortaya çıkabilir. Hepimizin inanç sistemi birbirimizden farklı ve eşsiz olduğu için aynı olay farklı kişilerde farklı düşünce ve duygulara yol açar. Örneğin; bir arkadaşımızla buluşacağımızı düşünelim ve arkadaşımız buluşmaya yarım saat geç kalmış olsun bunun nedenlerini düşünecek olursak aklımızdan ne geçerdi? “Benimle görüşmek için yeterince hevesli değil.”, “Bana saygı duymadığı için geç
kaldı.”, “Arkadaşımın bir işi çıkmış olmalı yoksa tam zamanında gelirdi.” ya da “Kesin başına çok kötü bir şey geldi.”… Gördüğünüz gibi aynı olay hepimizde,
inanç sistemimize göre birbirinden çok farklı düşünceler ortaya çıkarabilir.
Yukarıda verdiğimiz örnekteki gibi, biz olay hakkında enine boyuna uzun uzun düşünmedik, nedenlerini sorgulamadık. Arkadaşımız geç kaldı ve biz hemencecik düşüncelerimizle bir tepki oluşturup bu düşünceleri doğru kabul ettik. Bu düşüncelerimizin doğruluk payı olacağı gibi yanlışlık payını hesaba katmadık. Bu tarz otomatik düşüncelerimizi olaydan çok bizim daha önceki deneyimlerimiz ve inanç sistemimiz oluşturduğu için bizden izler taşıdığını fark etmedik… Bu gün bu yazımızda sizlerle yapmaya eğilimli olduğumuz temel düşünce hatalarını paylaşacağız. Sizlerin de bu yazıyı okuduktan sonra kendi otomatik düşüncelerinizi tespit edip bu hataları içerip içermediğine yönelik bir sorgulama yapmanızı dileriz.
Temel Düşünce Hataları
1- Ya hep ya hiç tarzı düşünce
“ Sınavdan 100 alırsam başarılıyım almazsam başarısızım”
“Herkes benim fikrimi beğenmezse bu kötü bir fikirdir”
Bu düşünceler yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi siyah ya da beyaz tarzı
keskin düşüncelerdir. Kişinin kendini kendine koyduğu eşiğe
ulaşamadığında o eşiğe kadarki başarısını ya da emeğini görmemesine ve
kendini tamamı ile başarısız ya da yetersiz görmesine yol açarlar.
2- Felaketleştirme
“Hiçbir zaman mutlu olamayacağım.”
“ Beni kimse sevmeyecek.”
Bu düşünceler geleceği en umutsuz ve kötü bir şekilde görmeyi içeren
hatalı düşüncelerdir. Evet, mutsuz olabilirsiniz ancak bu sizin asla mutlu
olamayacağınız anlamına gelmez. Ya da romantik ilişkiniz bitmiş olabilir
ama bu bir daha sevilmeyeceğiniz anlamına gelmez. Bu tarz düşünceler
anın karamsarlığına saplanıp geleceğin ortada hiçbir kanıt olmaksızın
kapkara görünmesine yol açarlar.
3- Niyet okuma
“Bana güvenmediği için sırrını benimle paylaşmadı.”
“ Ben geldim diye herkesin keyfi kaçtı.”
Bu düşünceler diğerlerinin ne düşündüğünü bildiğimize inanmamızdan
kaynaklanır. Adı üstünde karşımızdaki kişinin niyetini okuyarak yaptığı
davranışlara nedeni kendimizde bulduğumuz düşünce hatalarıdır.
Karşımızdaki kişinin davranışlarının nedenini başka şeyler değil kendimiz
olarak görerek yorumlar ve hata yaparız. Arkadaşınız sırrını size
güvenmediği için değil sırrını paylaşmayı sevmeyen biri olduğu için
anlatmamış olabilir ya da doğru zamanı bekliyor olabilir, bu hareketten size
güvenmediğini çıkartmak niyet okumaktır.
4- Aşırı genelleme
“Hiçbir işi düzgün beceremiyorum.”
“ İnsanlar güvenilmezdir.”
Bu düşünceler mevcut olayın ötesinde genelleme yapılarak çok daha
kapsamlı yargılara vardığımız düşünce biçimidir. En ufak bir
başarısızlığımızda bunu genelleyerek sanki hiçbir başarımız yokmuş gibi
görmemize neden olurlar, ya da bir kişinin hatasını herkese genelleyerek
diğerleri hakkında olumsuz kesin yargılara varmamıza yol açarlar.
5- Büyültme ve küçültme
“ Sınavdan 90 almış olabilirim ama sorular çok kolaydı”
Bu düşünceler ise diğerlerinin başarısını abarttığımız ancak kendi
başarımızı küçük gördüğümüz düşünce biçimleridir. Diğerlerini
kendimizden her zaman daha üstte görmemize, kendimizi ise yetersiz
görmemize neden olurlar. Kişinin tarafsız bir şekilde diğerlerinin ve kendi
başarılarını ya da sahip olduklarını değerlendiremediği düşünce hatasıdır.
Bu yazımızda sizlerle temel düşünce hatalarını paylaştık. Bir olaya tepki verirken geçerliliğini ve doğruluğunu sorgulamadığımız düşünceler, çok kolay bir şekilde bizim gerçeğimiz olabiliyor. Otomatikleşen bu düşünce sürecimizi yönetmek bizim elimizde. Kendi düşünce hatalarımızı fark edip düşüncelerimizin geçerliliği
ve doğruluğunu sorgulamak üzerinde çalıştıkça daha kolay bir hale gelecektir.
Psikolog Ceren Ilbara
Kaynakça
Türkçapar, M. H., & Sargın, A. E. (2012). Bilişsel davranışçı psikoterapiler: tarihçe ve gelişim. Bilişsel
Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 1(1), 7–14.
Beck, J. S. (2014). Bilişsel davranışçı terapi: temelleri ve ötesi. Nobel Akademik Yayıncılık