BEN BU ODAYA NEDEN GELMİŞTİM? NASIL UNUTURUZ ?
Neden hayatımız da bazı anları, isimleri, bilgileri unuturuz? Kim olduğumuzu şekillendiren en önemli şeylerin başında gelir anılarımız. Dünya hakkındaki anlayışımızı şekillendirirler ve bizi gelecekte nelerin beklediğini tahmin etmemize yardımcı olurlar. Onları nasıl unuttuğumuz, nasıl hatırladığımız kadar önemlidir. Yıllardır süre gelen araştırmalar sonucunda beynin aslında unutmak için inşa edildiğini öne sürmeye başladılar. Daha öncesinde anıların nasıl oluştuğunu ve sonraki günlerde, haftalarda ve hatta yıllarda hatırlamak için nasıl sabitlendiğini anlamak için yapılan çalışmaların aksine artık nasıl unuttuğumuz üzerinde daha çok vurgu yapılmaya ve böylece “unutmak” uygun bir hafıza işlevine sahip olmanın bir koşulu olarak değerlendirilmeye başlandı.
Üç çeşit hafıza vardır bunlar; “Duyusal hafıza, kısa süreli hafıza ve uzun süreli hafıza”. Duyusal hafıza, duyu organlarımızla edindiğimiz bilgileri depoladığımız hafızamızdır. İlgimizi çeken bilgiler duyusal hafızadan kısa süreli hafızamıza aktarılır ki burada da 7–8 saniye civarında tutulur. Eğer bilgi bizim için işlevsel değilse veya önemli değil ise sonra unutulur. Kısa süreli hafızaya alınan bilgiler eğer tekrar edilir ve görsellerle veya yazı, sayı ile kodlanır ise uzun süreli hafızamızda yer eder.
Bunların yanında bazen farkında olmadan bazı seçimler yaparız. Beynimiz çok fazla uyaran karşısında bilinçdışı seçim yapar. Bilinçdışı seçim nedir? Kişinin farkında olmadığı ve davranışlarını etkileyen seçimlerdir.
Hatırlamak ve unutmak ise bir döngü halindedir. Kişi hatırlamak istediği uyaranları yani kendisi ve ruhsal sağlığı için uygun olan bilgileri alır diğerlerini ise kısa süreli hafızaya almaz. Ya da kısa süreli hafızada yer etse de bilgi uzun süreli hafızaya giremez.
Kişinin bir alanda yaşadığı travmatik anılar, taciz, tecavüz, bir kaza veya savaş vb. yaşantılardan kaynaklı unutkanlıklar görülebilir. Ruhsal durumunu zorlayan anksiyete ve depresyon da unutkanlıklara sebep olan psikolojik sorunlardır. Günlük hayatta ise en sık karşımıza çıkan ve anksiyetemizi arttıran, unutmamızı tetikleyen unsur ise yoğun strestir. İş hayatında, ev hayatında veya sosyal hayatında yaşanan stres kişinin yaşadığı travmaları da unutmaya engel olur. Bu nedenle bazı durumlarda travma sonrası stres bozukluğu gelişebilir.
Psikolojik bir savunma yöntemi olan, “Bastırma” ile bilinç eşiğine ulaşan uygunsuz, istenmeyen, sıkıntı yaratan dürtü ve anıların, irade dışında otomatik olarak bilinçdışı alana gönderilmesidir. Ürkütücü ve acı veren geçmiş yaşantılar veya dürtüler bastırılabildiği gibi zaman zaman kişinin kendisi ve çevresi tarafından olumsuz karşılanabileceği düşünülen ve bunun sonucunda da kaygı, stres ya da gerilime yol açan düşünceler de bilinçaltına hapsedilebilir. Unuttuğu sanılan bu dürtüler, olaylar, durumlar daha sonrasında bilinç gücünü yitirdiğinde ortaya çıkabilir.
Terapiler unutkanlığınızın sebeplerini keşfetmenizde ve unutkanlık ile mücadelede oldukça önemlidir. Unutkanlığınıza sebep olan yaşantı ve bastırma savunmalarınızın sebebini keşfetmeniz, unutkanlığı da yavaş yavaş ortadan kaldıracaktır.
Kişinin işlevselliğini bozan, süregelen bir unutkanlık ise bir demansa veya başka bir soruna işaret ediyor olabilir. Dolayısıyla bu konuda bir uzmana danışarak bu unutkanlığın kaynağını araştırmak gerekir.
Psikolog Sevim Abaklı